11 Mayıs 2010 Salı

DOST MU? DÜŞMAN MI?



Herşeyin mutlak sevgi olduğu bir alanda olduğunuzu düşünün. Herşey bütünün içinde, sakin, huzurlu ve harika. Öyle ki sakinlik denizinde yüzüyormuşçasına, hiçbir sorun çıkmamacasına. Ne güzel bir ortam değil mi?
Peki sizce bu ortamın değerini anlayabilir misiniz? Karşıtlıklar olmadan bu güzelliklerin ve elinizdeki bu harikalığın kıymeti bilinebilir mi veya harika olduğunu anlayabilir misiniz?
Yaratıcı da kendi bütünselliğinin her tarafını, tüm özelliklerini her açıdan deneyimleyebilmek için sonsuz sayıda parçasını evrene dağıtma kararı aldı  ve bizler bu büyük deneyin içine dahil olduk.
Kendimiz olmaktan vazgeçemiyeceğimize göre unutmak en doğrusuydu. Bunun içinde egolarımız yaratıldı. Böylece bizler kendi karşıtlıklarımızı deneyimleyip gerçekte ne olduğumuzu anlayabilecektik.
O yüzden iyi ki egolarımız var. Hep düşman gözüyle bakılan ve gelişmenin önünde büyük bir engel olarak görülen egolarımız aslında bizlerin kendimizi tanıyabilmemiz için varlar.

Ego sizin olmadığınız bir halinizde olmanız için illüzyon oluşturur ve siz karşıtlıkların içinde kendi gerçek halinizi bulursunuz.
Zamanı deneyimlersiniz ki herşeyin anda olduğunun değerini bilesiniz .
Dualiteyi yaşarsınız ki nondualitenin değerini bilesiniz .
Egonuz sizi kendi özünüzden uzaklaştırır ki kendinizle tam bütünleşik olmanın kıymetini bilesiniz .
Ego korkuları tümüyle deneyimletir ki siz mutlak sevginin kıymetini bilesiniz.

Siz aslında mükemmel ve aydınlanmış varlıklarsınız. Fakat zihniniz herşeyin tepesinde oturmuş yaratılmış ilüzyonun gerçek olduğuna sizi inandırmaya çalışıyor.
Ego iyi ki var ki bizler kendi varlığımızı onurlandırabilelim.
Yaşam oyunu içinde gelişen olaylar karşısında her zaman ego bizi korumaya, tutmaya, değişimi engellemeye çalışan taraftadır. Kendisini bizim koruyucumuz olarak gördüğü ve illüzyonu sürdürme sorumluluğunu üstlendiği için spiritüel ve kişisel gelişimde ilk bakışta düşmanımızmış gibi görünür. Kişinin alıştığı dünya insanı düzleminden yani ilüzyonun içinden gerçekliğe geçişinde ego onlarca oyunlar oynayarak oyunu sürdürmemiz için bizi ortaya çeker.
Bizler egomuzun sesini ve oyunlarını olduğu zaman  tanıyıp oyunun bize katkısını içselleştirdiğimizde kendi doğamıza o kadar yakınlaşırız.
Ego bizim hayatı her yönüyle deneyimlememiz için var. Fakat an gelip kendinizi hazır hissettiğinizde basitçe  oynamaktan sıkıldığınız oyuncağınızı kenara kaldırdığınız gibi egonuzu da kenara koyabilirsiniz.
Sevgili Ego'm seni çok seviyorum, iyi ki varsın ve yaşamın her boyutunu deneyimlemem için ortam oluşturuyorsun.

Sevgiyle kalın

Erkan Sarıyıldız


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder