11 Haziran 2010 Cuma

OLASI GELECEKLER




Zaman konusu her zaman insanoğlunun dikkatini çekmiştir. Zaman yolculuğu, geçmişe geleceğe yapılan seyahatler, gelecekteki olayların önceden bilinmesi, kehanetler, fallar vs. vs.
İnsanoğlu geleceğin bilinmezliği karşısında hep kendini aciz hissettiğinden ötürü yüzyıllardır bu konunun peşinde arayışlar sürdürmüş.
Hepimizin kafasındaki zaman algısı, geçmiş, şimdi ve gelecekten oluşan doğrusal bir düzlem olarak şekllenmiştir. Dünyanın tüm düzeni bu doğrusallık üzerine kurulmuştur.
Peki o zaman, gerçekten zaman nedir?
Zamanı anlamak için uğraşırken o kadar zorlandım ki. Çocukluktan beri lineer zaman kodlanmış olan beynim, dikey zamanı anlamayı uzun zaman reddetti. Eminim bu zorluk herkes için geçerli. Oluşmuş ve sizle bütünleşmiş bir yapıyı yeni bir yapıyla yer değiştirmek çok zorlayıcı.
Zamanın ilerleyişi  doğrusal değil. Yeni geldiğim bilgisel alanda, zamanın tek çizgi üzerinde hareket ettiği algısının,  gerçeği yansıtmadığını anladım
Zaman daha önce düşündüğüm  gibi arkası- önü belirlenmiş bir çizgi değil. Bizler hayatımızda ilerlerken, her an karşımıza çıkan olasılıkların tek tek yaşandığı paralel gerçekliklerden birine zıplayarak ilerliyoruz. Her an, karşımıza çıkan her olasılığın realitesi yaşanmakta iken, ben seçimlerimle bu yollardan hangisinden gideceğimi belirliyorum. Yani hayat yolumun nasıl gideceği, o an aldığım kararlarla belirleniyor.
 Anlaması biraz zor olduğu için basitleştireyim. Bizim kafamızda olan zaman algısı, ne olacağının belirli olduğu ve önceden çizilmiş bir yolda  ilerlemek iken yeni bakış açısında işler biraz karışık. Bir kere zaman çizgisel değil dikey, yani herşey sadece şu anda oluyor. Tüm geçmişiniz, geleceğiniz ve şimdi hepsi şu anda oluşuyor. Diğer bir farklılıksa zaman önceden belirlenmiş değil, benim seçimlerimle farklı realitelere atlayarak geçiyor.
Yani şu
"Bu benim alınyazım, kaderim, ne yazdıysa yaşanacak" inancından
"Her an kendi seçimlerimle hayatımın gidişatını farklı gerçekliklere dönüştürebilirim. Yaşamımdaki herşeyin mimarı benim." 'e geçmeliyiz
Bu değişimin sağladığı en önemli şey bence, insanlığın gücünü eline almasını sağlaması.
Biraz önce söylediğim gibi geleceğiniz esasında belirli değil. O yüzden geleceğinizi önceden bilmeniz de mümkün değil. Tek bir gelecek yok, sonsuz sayıda olası gelecekler var. Ve her geleceğin oluşması sizin seçimlerinizle belirleniyor.
O yüzden sakın fallara, kehanetlere inanmayın. Bu kişiler birşeyler görüyor olabilir ama, gördükleri sadece sizin sonsuz olası geleceklerinizden bir tanesi.
"Ne olacak söylese" diyebilirsiniz. Ama birinin size söylemesi, sizin o olasılığı yaşamayı seçmenize sebep olabilir. Özgür seçimler yapabilmek için zihninizi temiz tutmanızı tavsiye edebilirim sadece.
Zamanın sadece şu an parantezinde gerçekleştiğini unutmayın. Her şey, bütün geçmiş, gelecek sadece şimdide yaşanıyor.
O yüzden yaşadığınız her şimdiyi, kendiniz için en güzel şekilde geçirin.

Sevgiyle kalın

Erkan Sarıyıldız

1 yorum:

  1. dikey zaman kavramını çok basit ve güzel bir şekilde açıklayan bir yazı olmuş.Ayrıca kehanetler ve fallar hakkındaki görüşlerinize de aynen katılıyorum,ellerinize sağlık bu guzel yazı için..

    YanıtlaSil