27 Kasım 2009 Cuma

EROS'a Mektup



Ah Eros.. Haylazım, kör olanım, acı verenim, "Aşk " perim.
İnsanları aç susuz bırakan, ince hastalıklara sürükleyen, savaşlar başlatan, savaşlar bitiren güçlü duyguların ilahı.
İlk aşkı tattığınız anı hatırlıyor musunuz ?
Nasıl yemeden içmeden kesilmiş, iğne ipliğe dönmüştünüz. Normalde iki kelimeyi biraraya getiremezken içinizden şarkılar bestelemek, şiirler yazmak, insanlara aşkınızı haykırmak istemiştiniz cesurca.
Hatırlayın; yanınıza geldiğinde kızarmıştı yanaklarınız, titremişti kalbinizin kafes kuşları ve bol bol ahlar vahlar..... Ne ilahi duygudur aşk.
Aşk acıtır, aşk bir sudur iç iç kudur. Aşk acısı çekerken tüm şarkılar size yazılmıştı, tüm şiirler acınıza.


Ne anlamlar yüklemişiz bu üç harfe.
Aşkınızı bulduğunuzda "işte benim eksik parçam, elmamın yarısı" demedik mi ?
Biz bütündük o bizimse.
İnsanın, aşk gözüyle kendi idealini ve eksiğini tamamladığını sonradan öğrendim. Narin ruhlarımızın aslında kendini tamamlamak için bu kaosa sürüklendiğini ve yarım kaldığında derin girdaplara düştüğünü.
Bizler herşeyimizi kabullenip, eksiklerimizin farkındalığıyla kendimizi tamamladığımızda artık Aşk'ın acıtmadığını farkettim. Bu yaramaz duygu, daha yüksek bir mertebeye ulaşıp, evrenin ilahi anahtarına, yani sevgiye dönüşüyor.
İlişkilerimizde karşımızdakini kafamızda -meli,-malı'larla yeniden yaratmaya çalışarak değil sadece kendi olduğu gibi deneyimlediğinizde hayat bir coşkuya dönüşür.
Gerçek sevgi, karşınızdakinin kendi gibi olmasına izin verdiğinizde çiçek açar.
Sevin, sevilin....

Erkan Sarıyıldız

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder