14 Temmuz 2010 Çarşamba

YANLIŞ TANIMLAMA


Biriyle karşılaştığınızda sizin o kişi hakkındaki görüşlerinizi dış görünüşü ne kadar etkiliyor?
Ben dediğinizde ilk aklınıza gelen aynada gördüğünüz  şekil mi yoksa bunun ötesinde bri varlık mısınız?
Fiziksel bedeniniz bildiğiniz gibi sizin dış dünyayı deneyimlemek için kullandığınız bir aracı. Kendine özgü mükemmel yapısıyla bizim duymamızı, görmemizi, koklamamızı, dokunmamızı ve tad almamızı sağlayarak iç ve dış çevre arasındaki dengelemeleri kurmaya çalışan bir harika.
Bu dengelemelerin dışında da içinde barındırdığı muhteşem ruh için bir mabet görevi görüyor.
Ruhumuz aslında bizimle temasını bedenimizi kullanarak özel bir dil aracılığıyla sağlamaya çalışıyor. Kendini dinlemeyi unutmuş olan bizler ise, günlük hayatın hengamesi arasında  bu sesi ciddiye alamadan harala gürele yaşıyoruz.
Vücudumuzla ilişki kurma yolumuz ise karşılaştırma üzerine kurulu. Ya etrafımzıdaki diğer varlıkla , ya da kendimizi kendimizle kıyaslayarak bir yaşam kurmayı seçmişiz. Kendimizi karşı cinsle, kendi cinsimizle, uzunsak kısayla,  kısaysak uzunla, şişmansak zayıfla, zayıfsak şişmanla.....  sürekli karşılaştırıyoruz, yargılıyoruz. Hele bir de kendimizden genç olanlarla.
Bizler öyle ilginç varlıklarız ki kendimizi geçici olarak deneyim yaşamak için girdiğimiz vücutla tanımlıyoruz. Bunun ne kadar anlamsız olduğunu anlamak için şöyle bir deneme yapalım
Kendinizi bir boşlukta yüzer gibi hayal edin. Geçmişle ilgili tüm anılarınız silinmiş, tüm yaptığınız karşılaştırmalar ortadan kalkmış, sadece çıplak bedeninizle boşlukta sürükleniyorsunuz. Bir düşünün bu halde kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
Zayıf, şişman, uzun kısa, yaşlı genç, şimdiye kadar tutunduğunuz hiç bir kriter elinizde yokken gerçekten siz kimsiniz?
Elinden oyuncağı alınmış çocuk gibi hissediyorsunuz değil mi?
Kendiniz olarak nitelendirdiğinizin, esasında ne kadar yüzeysel bir tanımlama olduğunu görüyorsunuz. Eğer kendinizi sadece bedeninizin özellikleriyle tanımlamış ve kendinizi sadece beden olarak görmüşseniz cevap sadece boş bir sayfa olarak kalır.
Siz beden değilsiniz. Siz bedeni aracı olarak kullanarak dünya deneyimi yaşamaya gelmiş üst düzey tanrısal varlıklarsınız. Sadece bedenin dar sınırlarını kabul etmek, elinizdeki potansiyelin çok küçük bir bölümünü kabullenmektir. Gücünüzün farkına varın.
Dünya deneyiminizi, bedeninizi karşılaştırma yoluyla tanımlama için geçirilen boş zamanlarla doldurmayın. Şu anda kendi deneyimsel gerekliliklerinize uygun bir cinsiyette ve beden yapısındasınız. Yapmanız gereken bedeninizin özelliklerine takılarak, kendinize bu süreci zehir etmek değil, sadece bedeninizin sağlığına dikkat etmek olmalı.
Aynı zamanda hayat yolunuzda karşınıza çıkan insanların beden özellikleri, sizin iletişim kurmanız için bir kriter olmamalı. Hepinizin esas özlerinin aynı mükemmellikte olduğunu, onların da aynı deneyimsel süreç için beden kılıflarına giren tanrısallıklarını unutmamalısınız.
Gerçek özünüzün ve gücünüzün farkına varmanın zamanı geldi de geçiyor.

Sevgiyle kalın

Erkan Sarıyıldız

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder