30 Kasım 2009 Pazartesi

QUANTUM ÇORBASI



Arabanızda giderken veya bir kafede kahvenizi yudumlarken etrafınızda ne kadar çok görünmez dalga ve titreşimlerin olduğunu hiç düşündünüz mü? Ya etrafınızdaki insanların fiziki acılarının ve duygusal değişimlerinin titreşimleri.
O kadar körüz ki aslında düşünürseniz. Sağırız, hissisiz. Dar frekanslarda yaşıyoruz hayatı. Algılananlar var, diğerleri yok. Sınırlarını organlarımızın belirlediği bir hapiste yaşıyoruz. Hele sol beynimiz hakimse. Mantık kumandanımız. Görürse inanır, görmezse yok der başkumandan. Herşeyi isimlendirmeye, benzetmeye, karşılaştırmaya programlı. Sağ beynimiz ise algılar ötesidir. Hisler ve iç sesimiz yönetir o tarafı. İsimlendirmekle uğraşmaz, sadece hisseder. Dengeli yaşam bu iki komutanın barışıyla sağlanır.
Ben bedeni belli titreşimlerden oluşan partiküllerin bütünlüğü olarak görürüm.

Zaten herşey titreşen enerji partikülleri değil mi?

Quantumcular bunu bir çorbaya benzetir.

Bu düzeyde ana kuvvet düşünce gücüdür.

Aslında sınırı yoktur maddenin. Madde katı değil, enerjinin doldurduğu boşluktur.

Herşey birbirinin içine geçebilir.

Aynı anda iki yerde olabilir partiküller. Sadece izlemek bile parçacığın nasıl davranacağını etkiler.

Zaman bizim yarattığımız bir boyuttur.

Frekanslar belirler algıları, farkedilmeyi.
Evrende herşey belli frekanslarda titreşir.
Denildiği gibi " Evren maddeden daha çok bir müziğe benzer".
Hepimizin de gelişmişliğimizle orantılı ruhsal frekansları var. Ruhsal frekansımızı arttırıp daha evrimleşmiş bir hayata yükselmeliyiz. Ruhumuzu saflaştırıp, titreşimimizi yükselttiğimizde asla eskisi gibi olmaz herşey.
Düşük titreşimde iken hayatınızın içinde olan herşey, eğer yeni size uyumlanmazsa sahneden çekilir. Buna eşiniz, dostunuz, arkadaşınız hatta eşyalarınız dahildir. Her zaman yeni titreşimimize uygunlar tercih edilir. Her yeni düzeyde bu değişim yeniden gerçekleşir.

Yüksek titreşimde kötülük yoktur, ışık vardır, sevgi vardır.

Bizim amacımız titreşimi yüksek insanlarla oluşmuş daha evrimleşmiş bir toplum yaratmak.


Evren'in temel kuralı: Ya gelişirsin ya da ölürsün.

Işıkta kalın.

Erkan Sarıyıldız

2 yorum:

  1. Dediklerin bana hiç yabancı gelmiyor sevgili Erkan. Elbette bu bilgilerin çok derin araştırmalarının özetleri olduğunu görebiliyorum. Frekans yaşam ile ilgili olan bölümün yani Quantumcuların son yüzyıldaki buluşlarının özetini Joachim ernst Berendt kitaplarında ve bilhassa 4 CD den oluşan suaresinde (Müziğin yani frekansın etkisinden yola çıkarak john Coltrane den OM frekansına kadar geniş bir araştırma içerisinde ve mükemmel ses efektleri eşliğinde ) fazlaca derin ezoterik araştırmalara girmeden anlaşılır bir şekilde bulmak mümkün. Bu eserlerde Maddenin aslen yok olduğunu ve sadece boşluğun deforme olmuş şekli olduğunu son zamanlarda daha yüksek sesle ifade eden partikül fizikçilerinin buluşları, yani bilimin ışığı altında bilimsel somut ispatlarla ifade ediyor.. Bu arada Max plank enstitüsünün Ex başkanı Hans Peter Dürr'ün de ara sıra bilim dergilerindeki ifadelerinin satır aralarındaki mesajları da fark etmek gerekiyor.

    J.E.Berendt'in kitapları sadece ingilizce ve Almanca olarak bulunabiliyor. Suare / dinletisi ise bildiğim kadarı ile maalesef sadece Almanca.. Ancak Almanca bilenlerin mutlaka sahip olması gereken, dinlerken insanda büyük heyecan uyandıran aydınlatıcı bir eser olduğunu ifade etmek istiyorum...

    İlgilenenler için adı: Nada Brahma / The world is sound -- Die Welt ist Klang..

    Eğer bunlara ek olarak dinler ve ezoterik öğretiler hakkında biraz bilgi sahibi olursanız bu eseri okuyup/dinledikten sonra evrenin en önemli sırlarından birkaçının gözünüzün önünde teker teker açıldığını hissediyorsunuz...

    Fakat sanki bu bilgilerin yayılması bazı çevreler tarafından arzu edilmiyor gibi geliyor bana. Bazı platformlarda bu bilgiler garip anlatımlarla radikal dincilerin alet çantalarına girmiş durumda. Ancak buna rağmen işin doğru olan tarafı bilimin bu buluşlarının yaradılışı ve yaradanın (enerjinin kaynağının) varlığını perçinliyor olması.. Son zamanlarda Quantumcuların araştırmaları ile güçlenen bu değerli bilgilerin, özü çoğunlukla beşeriyatın yanlış yorumları ile amacı dışına taşmış din baskılarını yok ederek, tüm kainatın aslen kaynağı olan frekans'a yani Yaradan'ın frekansına sığınmalarına sebep olmasını arzu ediyorum sadece.

    Senin burada evrensel sevgi frekansına katkıda bulunarak bilgileri paylaşmanı takdirle karşılıyor, bu alandaki çalışmalarının Tıp Doktorluğu alanındaki başarıların kadar güçlü olmasını temenni ediyorum.

    Fırsat buldukça ve büyük bir ilgi ile yazılarını takip etmeye çalışacağım.
    Sevgi ve selamlarımla
    H.SARACOGLU

    YanıtlaSil
  2. Gerçekten o kadar besleyici, o kadar içten bu katkı karşısında saygıyla eğiliyorum

    YanıtlaSil