18 Ocak 2010 Pazartesi

GÜLMEK SİZE YAKIŞIYOR





Ne kadar ciddi yüzlerimiz farkediyor musunuz?
Koca caddelere baktığınızda ne kadar az sayıda gerçek kahkaha kulağımıza çarpıyor. Daha çok yüze zoraki oturtulmuş gülümseme izleri.
Hep bize gülmenin ayıp, hafif görünmek olduğunu söylemişler. Biraz fazla gülünce ardından kötü birşey geleceğini, yüksek sesle gülmenin ayıp olduğunu söylemişler de söylemişler.
Bir çocuk doğduğunda ilk 1-2 ay geçip bu dünya deneyimine alıştıktan sonra yüzünden gülücük eksik olmaz. O pembe dudaklarını yaya yaya tepkilerini gülerek belli etmeye başlarlar. Sebebe ihtiyaç yoktuır. Gak desen gülücük, guk desen kahkaha.

Büyüdükçe gülmeyi unutmaya başlarız. Sonra gülmemiz için gereken uyaran miktarları artar. Büyüyoruz ya. 

Büyümek = Ciddileşmek.

Ciddiyet itibarla eş değer gösterilmiş. Bize insanların hikayeleri anlatılırken yapılan işleri anlatılmış; çocukluğunda yaptığı şakalar, şaklabanlıklar tabu olarak gizlenmiş.
Hangi reklam filminde veya afişte bir işadamı gerçekten içten bir gülüşle gösterilmiş bir bakın. Ciddi kıyafetleri içinde, zoraki bir gülümseme kondurulmuş insan silüetleri etrafımızda.



Gülmek için çocuk veya deli olmaya gerek yok. Mecbur değilsiniz somurtmaya, erişkin olmak için. Gülün doyasıya. En cok da kendinize gülün. Kaşınıza, gözünüze, bakışınıza gülün. Aynaya bakarken çocukluktan beri yaptığınız hatalara, aldanmalara gülün.
Hayat bir oyun. Gereği de eğlenmek. Yaşam oyununun 2 amacı var: Hayattan en çok keyif alan kişi olmak ve sevgi alıp, sevgi vermek. Ruhumuzun yaşamdan  alacağı en önemli kazanç yalnızca bu ikisi.
Gülünce ne mi değişir ? 
Yaydığınız pozitif enerji etrafınıza dalga dalga bir salgın gibi yayılır. Ne zaman gülerseniz tüm enerjiniz evrenselliğe açılır, Tanrısal ışıkla beslenmeye başlarsınız. Tanrı ile aramıza kurduğumuz barikatlar yıkılır ve güce ulaşırsınız.
Aslında herşey gerçekten komik bir oyun. Yarattığınız dramalarınızı sıyırdığınızda geriye, komik bir senaryo kalır. 
Etrafınızı izleyin. Çok gülen insanlar hem uzun ve sağlıklı yaşarlar, hem de hayatları diğerlerine göre daha kolay geçer.
Sevdiklerinizle oturun, konuşun, eğlenin. Çocukça ve kuralsızca. İçinizden geldiğince, "Başkaları bana deli der mi ? "  korkusu olmadan.
Katıla katıla gülün.

Özünüze yapacağınız en büyük iyilik,  bir avuç kahkahadır.


Sevgiyle kalın




Erkan Sarıyıldız

1 yorum:

  1. Ahhhh birde kendimiz olabilsek kendimiz gibi görünmeye çalışarak kendimizi kandırmasak

    YanıtlaSil