1 Ocak 2010 Cuma

ZİHİN DUALİTESİ.....




İnsan.
Ne kadar karmaşık, ne kadar öngörülemez mekanizmalar saklar içinde. Zihninden, nerden geldiğini, nereye gideceğini bilmediği onlarca fikir geçer durmadan.
Hepimizin içlerindeki zihin sepetinin kapağını açtığınızda neler bulursunuz neler. Bir tarafta bastıramadığınız kıskançlıklar, diğer yanda sevgi yumakları birer birer. Daha altlarda öldüresiye öfkeler, ötesinde fedakarlık duygusu.

Geçen düşüncelere baktığınızda aydınlık olanlar olduğu gibi karanlık olanlar olduğunu farkedersiniz. Bazıları sizin kendinizi görmek istediğiniz yapıdan ne kadar da farklı değil mi?
Burada önemli olan sahip olduğumuz düşünceler değil, onları hayatımıza ne kadar soktuğumuzdur.

İnsanın beliki de en zor yapabildiği şey kendisini her yönüyle kabul edebilmektir. En kolayı tabii ki olumlu, güzel, ışıltılı yanlarımız olduğunu kabul etmek. Karanlık yanlarımızında bizlerin birer parçası olduğunu kabul etmeliyiz; onlar da bizim bütünümüzün birer parçası.



Ruhsal çerçeveden baktığımızda hiç bir ruhun sınırı yoktur. Eğer kendimizin barındırdığı kıskançlık, öfke, korku, gözüdönmüşlük, intikam hissi gibi duygularımızı yok saymaya çalışırsak kendimizi reddediyoruz demektir. Kötü düşüncelerimizi yoksaydığımızda içimizde iyi taraf ve kötü taraf savaşını başlatırız ve her zaman iyi tarafımız kazanmaz. Görmemeye çalıştığımızda, aslında kötü tarafımıza güç vermiş oluruz. Bastırılmaya çalışan taraf, bunun karşılığında kendini ortaya çıkarmak için o kadar güç sarfeder.
En önemlisi de herzaman iyi olmaya değil, özgürlüğümüzü kazanmaya çalışmalıyız. Çünkü bir zihin özgür olduğunda, düşünceler rahatça  gelir geçer; iyi ya da kötü olsun hiçbir düşüncemize takılmayız. Düşüncelerimizi yasaklamayıp serbestçe akışlarına izin verdiğimizde, hiç bir düşünce tehlikeli hale gelmez.
Kötü düşüncelere sahip olmakla kötü olmayı ayırmalısınız.Burada düşüncenizi harekete geçirme kararı size aittir. 
Kendinizi zihninizden geçen düşüncelere göre tanımlamayın. Çünkü düşünceleriniz siz değilsiniz. Düşünceler zihinde gelip geçen bir akıştır.
Hiçbir düşüncenizi aklınızdan geçtiği için kendinizi suçlamayın, çünkü suçluluk duygusu o düşünceye güç verir ve sürekli kendini göstermeye çalışır.Tanrı'nın sahip olduğunuz kötü düşünceler yüzünden sizi cezalandıracağı inancı sizi ikileme götürür. Tanrı sadece sizin kendinizle olan hesaplaşmanızdan sorumludur.

Başkalarını sahip olduğu düşüncelerden ötürü yargılamayın
Kendinizin gerçek yüzünü her yönünüzü tek tek inceleyerek görün. Kafanızda yanlış bir İDEAL BEN yaratmayın.
Sahip olduğunuz düşüncelerin farklı yönlerini bastırmaya çalışmayın, çeşitliliği kutlayın
Her zaman iyi olmalıyım takıntısını bırakın. Her zaman iyi olmalıyım duygusu, başkalarını hatalı görmenin farklı bir uzantısıdır.Yani sevgili egonuzun bir oyunudur.Sakın bu oyuna gelmeyin.


Zihninizi kontrol etmeye çalışmayın çünkü bu imkansızdır. Asıl mesele zihninizi nasıl özgür bırakacağınızdır.

Şunu bilmeliyiz ki insan her yönüyle insandır


Zihnin ve hayatın akışına saygı duymalı ve izin vermeliyiz.


Sevgiyle kalın


Erkan Sarıyıldız








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder