12 Ocak 2010 Salı

YAŞLANMAK GÜZELDİR


Hepimizin ortak korkusu :

"YAŞLANIYOR MUYUM ?"

Her sabah yüzümüzde gelişen çizgilere bakıp iç geçiriyoruz, bedenimizin  doğal değişim süreçlerini:
" Ah, ben böylemiydim ? " diye sorguluyoruz.
Benim bir yakınımın çok güzel bir lafı kulaklarımda:
"Erkancığım, ruhum çok genç ama elbisem eskimiş."
Ne kadar bilgece bir laf. Gerçekten, eskiyen sadece dıştaki beden örtüsü. Ruhlar aynı coşku ve yaşama sevinci içinde sürdürür serüvenini.
Çünkü aslında ruhsal planda ne zaman vardır, ne de yaşlanma..
Yüzyıllardır insanoğlu yaşlanmayı bir hastalık olarak görmüş, gençlik iksirleri arayışı peşinde hayaller kurmuş. Fakat ne bu iksire veya sihire ulaşabilen olmamış.
Şunu bilmeliyiz ki yaşlandıkça sağlığımızın bozulacağı, hayatta yalnız olacağımız, üretimden uzak bir yaşam süreceğimiz fikri sadece toplumsal güdümlemelerle oluşan kalıplar. Eğer devrimci olmayıp bu görüşle yoğrulursak, ömrümüz zaten beklenildiği gibi olur.Yani beklediğimiz gibi toplumdan uzaklaşmış, pasif ve depresyonlar içinde geçiririz ömrümüzün son demlerini.
"Aman ele güne muhtaç olmayayım" inancı bizim yaşlanmamızı hızlandırıyor. Hepimizin kafasında yaşlanma dediğimizde elden ayaktan kesilmiş, depresyon içinde yalnız başına yaşayan, sadece özel günlerde hatırlanan biri olmak geçiyor. Halbuki yaşlanma sadece kronolojik bir olgu. Dünya deneyimimizde geçen zamanın beden kılıfımızdaki izlerini görmeye başlarız.
Neden zamanın bedenimizden kaybettirdikleri ile daha çok ilgiliyiz.
Seneler ve deneyimler, o kadar çok şey katar ki ruhumuza.
Her yaşanılan, bilgeliğimize bilgelik, deneyimimize deneyim katar.
Bir çalışma var hatırımda. Çin'de dağlık ve şehirden uzak bir bölgede bakılmış ki yaşam süresi normal şehirli insana göre daha yüksek. Tüm değişkenler araştırılmış. Beslenme, bakım ve tüm ihtiyaçlar açısından aynı olan bölgelerde yaşam daha kısayken, sadece bu bölgede ömür ciddi farklılık gösterecek kadar uzunmuş. Araştırmacıların yoğun uğraşları ardından bunu sağlayanın sadece farklı bir  inanç sistemi olduğu görülmüş. Burada yaşlanma kötü bir olay olarak görülmüyor, hatta yaşlandıkça bilgeliğin artması sebebiyle seneleri geçsin de daha bilge olayım beklentisi varmış. Gençler, yaşlanmanın daha iyi bir şey olup, yaşlandıkça itibarlarının artacağı için gelecek olan günleri sabırsızlık ve heyecanla bekliyorlarmış. Bu çalışma bize aslında yaşam süresi ve kalitesinin bile bizler ve toplumsal inanışlar tarafından belirlendiğinin kanıtı.
Sadece yaşlanma hakkındaki kötü düşüncelerimizden kurtulmak, bir çok şeyi değiştirir. Ben bu olayı bilgisayara programına benzetiyorum. Siz kendinizi herhangi bir koşula programladığınızda beden saatinizi ve yaşama sürenizi de yaratımlarınız sayesinde belirliyorsunuz.
Değiştirmemiz gereken, yaş almanın katkılarını görmezden gelmeden, her yaşadığımız anın keyfini çıkararak ve tüm getirdikleriye yaşamımızı onurlandırarak yaşamayı öğrenmek.
Yaşlanmak sadece dünyasal bir algı. Algılarımızın da efendisi biz olduğumuza göre bu süreci  yavaşlatıp sevgi ile dolu bir gelecek kurabiliriz.
Yaşadığınız her günü kutsayın.
Sabah uyandığınızda, aldığımız ilk nefeste bu nefesi sağlıkla alıyorum şükranlarını gönderin evrene.
Her deneyimin size kattığı bilgeliği onurlandırın.
Yaşantınızı her köşesini sizin inşa ettiğiniz bir eser olarak düşünün ve yaratın.
Yaşlılarımızı sırtınıza yük, önünüze engel görmeyin.
Onları geçtiğiniz yollardan daha önce geçmiş, cepleri, deneyim ve hikayeleriyle dolu bilgeler olarak görün.
Her konuştuklarında binlerce özümsenmiş bilgi olduğunu unutmayın.
Bedeninizdeki, yaşla gelen her değişim yaşadığınız deneyimlerinn kazanımlarını hatırlatsın. Bunları bedeninizin çirkinleşmesi olarak değil, yaşam sürecinin bilgelik madalyaları olarak kabul edin.
Önemli olan yaşanan süre değil, bu süreyi nasıl geçirdiğimiz.
En önemlisi, her zaman, tüm katmanlarıyla, hayatınızın hakkını verin.


Sevgiyle kalın


Erkan Sarıyıldız

3 yorum:

  1. Çok güzel bir yazı sonuna kadar katılıyorum ve izninizle facebook profilimde arkadaşlarımla paylaşacağım

    YanıtlaSil
  2. Her zaman izin sizin.Aslında herşey içimizdeki gücün farkında olunmasıyla ilintili sevgiler
    Erkan

    YanıtlaSil
  3. Ahhhh hocam onun bir farkına varabilmeyi öğrensek neler olacak

    YanıtlaSil