13 Mayıs 2010 Perşembe

CARPE DİEM (Günü yakala)


"Yaşlandığınızda pişmanlık duyduğunuz şeyler, sadece yapmamış olduklarınız olacak."
Zachary Scott

Bugün nedense çok eski bir film aklıma geldi. Dead Poets Society (Ölü Ozanlar Derneği). Bu filmi seyrettiğimde o çok genç yaşlarımın verdiği çılgınlıkla tam anlayamadığım bir deyim: Carpe Diem (Günü yakala).
Bir öğretmen gelir okula ve çok farklıdır. Öğrencilere aşıladığı temel düşünce "Yaşadığınız günün her imkanını ve her dakikasını değerlendirin. Çünkü gerçek olan sadece şu andır."

Günü yakalamak, yaşamın sunduğu şeyleri sonuna kadar deneyimlemek fikri ne kadar heyecan veriyor değil mi?
Dünya deneyimimizin temel gereği öncelikle yaşamı onurlandırma ve yaşamı tam anlamıyla deneyimlemek. Hayatın tüm sırrı şu anda saklı ve bu sırrı ancak tam anlamıyla yaşayarak çözebiliriz.
Çevreme ve kendime baktığımda ise en çok dikkatimi çeken hep yaşamaya hazırız ama yaşamıyoruz? Hep bir sonraya öteleme, hep bir beklenti, sürekli bir şart koşma hali. Şu olursa, bu gelirse yapılacaklar listesi. Aslında hayata başlamak için hazırlığa gerek yok ki, neyi bekliyoruz. Benim görüşüm yaşayamamızın en önemli sebebi başlama korkusu. Yaşam şimdi var. Ne yaşlanınca, ne emekli olunca, ne evlenince, ne yaz gelsin kış gelsinler...... hepsi aslında erteleme bahaneleri.
"Bugün yapmayayım, ama söz yarın yapacağım" dediğinizde yarın zamanınız olmayacak. Hayatınızda önemli gördüğünüz ve hep yapmayı ertelediğiniz herşeyi bugünden yapmanızı ne engelliyor?
Tabii ki kendi korkularınız.
"Benim şu anda buna ayıracak zamanım yok"
En çok sunduğunuz bahane. Şunu unutmayın asla yeterli zamanınız olmayacak. Zaman istiyorsanız yaratacaksınız.
"Bu yoğunlukta ben nasıl zaman yaratacağım?"
Aslında zaman her şey için yeterli, sadece bizler bu zamanı doğru kullanmıyoruz. Önceliklerinizi belirleyip ona göre zamanı yöneterek istediğiniz herşey yapacak zamanı yaratabilirsiniz. Buna en büyük engel sadece sizsiniz.
Gününüzün zaman skalasını gözünüzden geçirin. Harcadığınız zaman ve sizin için önemlilik sıralamaları eş mi? Eğer bu iki liste arasında uyumsuzluk varsa demek ki zamanımızı iyi yönetemiyoruz. Tekrar gözden geçirin ve önemli olana "Evet" önemsiz olana "Hayır" demeyi  öğrenin.
Yaptığınız her şeyi %100 ünüzle yapın . Elinizden gelenin en iyisiyle, savsaklamadan.
Bir şeyle uğraşırken yaptığınız anda olun ve neyi nerede yapıyorsanız tamamınızla orada bulunun.
Sevdiğiniz kişilerle olun ve onlara hislerinizi sunmaktan çekinmeyin. Özellikle  büyüklerinizle iken onlara olan tüm duygularınızı açık seçik ifade edin. O kişiyi kaybettiğinizde, söylenmemiş sözler, sırtınızda tonlarca yük oluşturur ve yürümeniz zorlaşır.
İkili ilişkilerde her zaman ilk adımı atan siz olun ve bir şey verdiğinizde sadece verin. Karşılık beklemeden ve koşulsuz. Sevgi istiyorsanız sevgi verin. Güven istiyorsanız güven verin ve güvenilir olun.
Kaçırılmış fırsatlardan daha hüzün verici bir şey yoktur. Bir fırsat karşınıza çıktığında korkularınızı yenin ve cesur olun. Çünkü biliyorsunuz "Evren hareketi alkışlar". Başarılamamış bir iş, kaçırılmış bir fırsattan daha iyidir. En azından denemişsinizdir.
Yaşamda ne yapıyorsanız kendiniz olarak yapın. Maskesiz ve çıplak olarak. Çünkü yaşam sizin deneyiminiz için var. Siz olarak yaşayın. Attığınız her adımda orijinal imzanızla ilerleyin.
Asla hayal kurmaktan çekinmeyin ve hayalinizi yaşayın.Hem de şimdi.
Yaşam önümüzde sonsuz olasılıklarıyla dururken her anın kıymetini bilerek, yaşıyormuş gibi değil, yüzde yüzüyle yaşayın. Hayatı ötelemeyin. Hep gelecekte olacak hedeflerin peşinde günün değerini bilemeden zamanınızı tüketmeyin.
Hayatta ulaştığınız hedeften çok, buna ulaşmak için geçtiğiniz yol önemlidir.

"Biz zamanı boşa harcayamayız. Boşa harcadığımız şey sadece kendimiz."
George M. Adams

Sevgiyle kalın

Erkan Sarıyıldız


1 yorum: