24 Mayıs 2010 Pazartesi

YANLIŞ RESİM






Hayatınız eğer siz kabul edebilirseniz fırsatlar ve bollukla dolu.
Buna rağmen bazen dibe vurduğunuzu, hiçbir şeye yetişemediğinizi, herşeyin üstüste darbeler vurduğunu düşündüğünüz anlar karşınıza gelebiliyor.
Yaşam bize bu kadar fırsat, bolluk sunuyorsa neden bizler bu dönemleri deneyimliyoruz?
Bu sırra ulaşmak o kadar zor mu?
Herkes bolluğu isterken neden hayatımıza sokamıyoruz?
Ne kadar çok soru geliyor aklınıza değil mi?
Hele son zamanlarda Secret adlı kitabın yaşamımızın içine ta burnumuzun dibine kadar soktuğu bu bolluk metodları sunan kitaplar furyasında neden hala işsizlik, kaos, açlık en yüksek oranlarda?
Bence bunu açıklamak çok kolay.
Bizler hala gücümüzün farkında değiliz. Gerçekten yüzyıllardır bizlerin zihinlerini o kadar tutsak etmişler ve gücümüzün farkına varmamamız için uğraşmışlar ki, silkinip uyanmak için bile motivasyonumuzu kaybetmişiz. Heyecanlarımız yokolmuş.
 Şu söz çok hoşuma gider:

 "Seneler cildinizde kırışıklıklar oluşturur. Ruhunuzu kırıştıran ise heyecanlarınızı kaybetmenizdir."
Douglas Mc Arthur

Diğer bir açıklama ise hayatın bir oyun olduğunun ve hepimizin çok yetenekli birer sihirbaz olduğumuzun farkında değiliz. Hazırcı zihniyetler halinde yaşamak kolay gelmiş. Kendimiz inanç sitemlerimizi sorgulayacağımıza, karşımızdaki en kolay olanı yani yüzyılların sunduğu kalıpları alıp üstümüze uyup uymadığına bakmadan giyinmişiz.
Hepimiziçdünyamızda ne varsa dışımızda da onu yaratıyoruz.  Birer sihirbaz gibi. Yaşamın farklı bir tanımı "Yaşam iç dünyamızın, dış dünyada deneyimlenmesidir"
Ne yazık ki eğitim sistemimiz, büyüklerimiz, dogmalar bunları bize söylemedi. Bizler kendi çabamızla bu bilgiye ulaştık. Büyük bir kesim de uykularına devam ediyorlar.
Etrafınızdaki herşeyi, yani yaşamınızı düşünceleriniz yaratıyor. Tamam tamam ama,  buradaki en büyük sorun, bizler ne düşündüğümüzün farkında değiliz. Egomuz çeşitli manevralarla gerçeği tam olarak görmemizi engellemeye çalışıyor. Duyguları gerçeğin üstüne bir sis perdesi olarak örtüyor; hem de ulvi bir amaç uğruna: Bizi korumak.
Bizler düşüncelerimizi nasıl kontrol edeceğimiz bilgisine sahip değiliz.
Aslında tüm bu mekanizmanın yöneticisi bilinçaltımız. Yaşantımızdaki her anı, her şeyi kaydedip ileride kullanmak üzere klasörleyip kaldırıyor. Alt benliğiniz sizin için nelerin nasıl olması gerektiği kalıbını oluşturur yani sizin tanımlarınızı içeren bir resim çizer ve dış dünyanız da ona uygun şekle göre oluşur. Kayıtlı resminizin dışına çıkmak için uğraştığınızda önünüze engeller koyarak sizi tekrar o resim haline döndürür. Etrafın elektrikli bir çitle örülü olduğunu düşünün. Siz çitten kaçmaya çalıştıkça çarpılıp tekrar eski alanınıza dönersiniz.
Yani içsel resminizi tekrar oluşturmadan yapacağınız her girişim, geçici bir süre etkiliymiş gibi görünse de bir süre sonra etkisini yitirecektir.
Mesleğinizde başarı istiyorsunuz fakat ne kadar uğraşsanız da istediğiniz yere gelemiyorsunuz diyelim. Büyük ihtimalle oluşmuş içsel resminiz şöyledir.
"Ben yeterince iyi değilim. Eğer ilerlersem  kendime ve aileme yeterli zaman ayıramayacağım. Rahatım bozulacak vs.vs."
Aslında sizin gelişmenizi engelleyen altbenliğinizdeki tanımlanmış  "Yanlış siz" siniz.
Dış dünyanızın değişmesini istiyorsanız önce kendinizi değiştirmekle uğraşmalısınız..
Bunun için neler yapmalıyız?
Zihninizin, düşünce ve duygularınızın hayatınızı nasıl kontrol ettiğinin farkına varmalısınız. Kendi kişisel farkındalığımızı arttırıp gözlemci modunda her türlü mekanizmayı gözden geçirmelisiniz.Yani farkında ve uyanık olmalısınız.
Düşüncelerinizi anlamayı ve izlemeyi öğrenmelisiniz.
Duygularınızın derin analizlerini yapmalısınız. Duyguların ortaya çıkmasındaki temel iticiyi bulup bunun peşinden gitmelisiniz.
Altbenliğinizde oluşmuş "Yanlış sizi" ve bunu korumaya alan mekanizmaları ortadan kaldırıp, yani elektrikli çitleri kırıp  "Yeni size" ulaşabilirsiniz.
Kişinin ve yaşamının değişimi içten dışa olunca başarılıdır.
Tüm bunları yapmaya yetecek sihire sahipsiniz.
Yeter ki isteyin, yeter ki inanın, yeter ki harekete geçin.

Sevgiyle kalın

Erkan Sarıyıldız


4 yorum:

  1. yanlis bizi ve koruyan mekanızmaları ortadan kaldırmak icin bilincalti kayitlarina ulasmak,farkinda olmak ve olumlusuyla degistirmek yeterli mi sizce?

    YanıtlaSil
  2. Kesinlikle yeterli. İşe başlarken öncelikle değişimi istemek çok önemli.Bizi tutan her ne ise bulup bunun üzerine çalışıp, yaratılan mekanizmaları kaldırdığınızda ve bunun için gerekli cesareti gösterdiğinizde sizi ne tutabilir ki?

    YanıtlaSil
  3. bu konuda kendımden bıraz sıkayetcıyım de ben.bu da bir ego sanirim,yaptiklarim eksik ve yetersiz geliyor cogu zaman.tabi bu da bir bilinckaydi degil mi:)cevabiniz moral verdi:}

    YanıtlaSil
  4. peki nasıl çalışacağız? Metodu nedir bu işleri düzeltebilmenin?Ne yaptığımın ya da ne yapmadığımın farkında olabiliyorum ama kaynağa inmeyi herzaman başaramıyorum. YaRDIM LÜTFENNNN.....

    YanıtlaSil