7 Aralık 2009 Pazartesi

RUHUN AÇLIĞI




Yeni bir hayata doğarız. İlk başta tek ihtiyacımız yemek, içmektir. Ardından büyürüz, hayatımızda yapacak çok şey vardır. Önce bedenimiz olgunluğa ulaşır, sonra kendimizi buluruz. Çabalarız, didiniriz. İyi kötü bir evimiz vardır, bir arabamız ve sevdiklerimiz. Artık rahata kavuştum deriz. Herşeyimiz vardır fakat birşeyler tüm sıkıntısıyla içimizde çöreklenir. Varoluşsal sıkıntı...
Ben kimim ?
Ben nereye gidiyorum ?
Yaşamımın amacı ne ?
Tüm bu sorgulamalar içinizde sizi yönetir.
Birşeyler size herşeyin boşluğunu hatırlatır.
Sadece bununla yüzleşmemek için geçici heyecanlar ararız. Kendimizi değiştirmeye çalışırız. Senelerdir yapmayı istediğimiz şeyleri yaparsak bu sıkıntımızdan kurtulacağımızı zannederiz. Fakat ne yazık ki içimizdeki açlık giderek artar. Artık aldığınız şeyler sizi tatmin etmez.
En çok istediğiniz ayakkabılarla ve son moda kreasyonlarla dolu bir gardroba kavuşsanız da;
Kitaplar yazsanız ,
Ödüller kazansanız,
Bungee Jumping yapsanız,
Paraşütle atlasanız,
Tekneyle dünyayı gezseniz,
Senelerdir hayalini kurduğunuz bir planınızı gerçekleştirseniz dahi tüm bu heyecanlar, içinizdeki bu açlığı en fazla 2-3 hafta unutturur. Ardından yine derin, kör karanlık bir boşluk.
Elimizde kalansa sadece bir takım yalancı zaferlerdir .
Sonra yine uykusuz geceler, yatak üstü debelenmeler.
Kendimizi bir içki kadehinde veya bir sigaranın dumanında boğma çalışmaları.
Bunlar Ruhunuzun açlığını ne doyurabilir, ne de içinizin üşümesini ısıtabilir.
Varoluşsal sıkıntı ve hesaplaşmaların geçirilmesi için tek yol İLAHİ olanla bağ kurmak ve onun sevgisini hissetmektir. Sevgi akışı damarlarımıza dolar, açlığımızı besler.
"Kutsal Sevgi" kendinizi yalnız ve boşlukta hissettiğinizde sığınabileceğiniz bir liman, içinde yüzebileceğiniz ışık selidir .
Sevgiyle kalın


Erkan Sarıyıldız


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder