4 Şubat 2010 Perşembe

ACI BEDENİ--Eckhart Tolle'ye saygı


Bazı insanlar vardır insanın hayatında çok özel bir yer teşkil eder. Benim de kişisel gelişimimde etkili olan önemli kişiler arasında özelikle kişinin acıdan özgürleşmesi ve AN'da kalmanın gerçekleşmesi açısından  çok özel bakış açıları getiren ECKHART TOLLE baş sıradadır. İlk canlı kaydını izlediğimde bana çok itici gelmişti. Konuşmasındaki tek düzelik ve muzip-garip arası gülmesi oldukça iticiydi. Fakat kitapları ve audiobooklarını saatlerce, hiç  nefes almadan incelediğimde bana açtığı ve gösterdiği yeni bakış açıları yüzünden ona minnettarım.
Eckhart'ın benim dağarcığıma kattığı önemli bir kavram PAIN BODY (Acı Beden)'dir. Bu önemli ve kişinin özgürleşmesini engelleyen kavramı Eckhart Tolle'den kotardığım bir yazı halinde sunmak istedim.

Acı beden, çoğu insanın içinde yaşayan yarı otonom bir enerji biçimidir ve duygulardan oluşan bir varlıktır.
Bu birikmiş acı vücudunuz ve zihninizde yer kaplayan negatif enerji alanlarıdır. Baktığınızda kendince duran görünmez bir varlıktır. Bu, duygusal Acı bedendir .
Acı beden  tüm diğer varlıklar gibi yaşamak ister. Tek yaşama yolu da sizin bu paterni bilinçsizce siz olarak kabullenmenizdir. Bu olduğunda ayağa kalkar ve sizi esir alır. Siz haline gelir ve sizinle beraber yaşamaya başlar.Sizin aracılığınızla besin bulmaya çalışır. Kendine uygun titreşimli enerji düzeyi oluşturan deneyimlerle  karşılaştığında ondan beslenir; ne formda olursa olsun ileri derece  acı oluşturan durumlar: kızgınlık, yıkıcılık, nefret, yas, duygusal drama, şiddet ve hatta hastalıktır.
Böylece ağrı beden sizi eline geçirdiğinde beslenmesini sürdürebilmek için hayatımızda kendisine uygun enerji frekansları yaratacak durumlar oluşturmaya başlar. Düşüncelerin kendilerine ait bir frekans alanı vardır ve olumsuz düşünceler daha alt seviyelerde kalırken, olumlu düşünceler daha üst seviyelere çıkar. Acı bedenin titreşim hızı, olumsuz düşüncelerin titreşim hızıyla aynıdır ve acı bedenin sadece olumsuz düşüncelerle ve duygularla beslenebilmesinin nedeni de budur. Acı sadece acıyla beslenir. Acı, neşeyle beslenmez. Acı beden, mutlu ve olumlu bir düşünceyi hazmedemez.
Acı beden sizi eline geçirdiğinde, daha çok acı istersiniz. Siz, kurban veya suçlu olursunuz. Acı vermek veya acıyı cekmek istersiniz. İkisinin arasında aslında fark yoktur. Tabii ki bunları farkında olmadan yaparsınız., Bilnçli olarak kim acı çekmek ister ki ? Fakat yakından baktığınızda düşüncelerinizin ve hareketlerinizin acıyı sürdürmek üzere planlandığını görebilirsiniz. 

Gerçekten farkına vardığınızda bu patern dağılmaya başlar. Kimse bilinçli olarak çılgın olmak istemez
Egonuzun sıvası altında yer alan kara bir gölge olan acı beden, zihninizin ışığından korkar. Bulunmaktan korkar. Bilinçsizce tanımlamanıza ihtiyacı vardır yaşamak için. Aynı şekilde içinizde yaşayan korku da acı yaratmak için gizlenir. Eğer yüzleşmezseniz, eğer acı üstüne farkındalığınızın ışığını tutmazsanız bu olaylar zinciri sürekli tekrarlanır. Acı beden bakmaktan korktuğunuz tehlikeli bir canavar gibidir. Şuna emin olabilirsiniz ki sizden ve gücünüzden kaçabilecek hiçbir canavar yoktur.
Acı bedeni sizin kendisini direkt olarak incelemenizi istemez ve ne olduğunu görmenizi istemez. Gözlemeye başladığınız anda içinizdeki enerji alanınızı hissedin ona dikkatinzi yöneltin, tanımlama kırılır. Yüksek boyutlu bir farkındalık gelir.
Şimdi siz acı bedeninizin gözlemcisi ve tanığısınızdır. Bu durum Acı Bedeniniz sizi artık kullanmayacak demektir ve sizden beslenemiyecek demektir. Kendi iç gücünüze kavuştunuz . Şimdinin gücüne.
İçinizdeki duygulara odaklanın. Bilin ki bu acı bedeniniz. Orda olduğunu onaylayın. Düşünmeyin, hislerinizi düşünce haline geçirmeyin. Yargılamayın veya analiz etmeye çalışmayın. Şimdide kalın ve içinizdeki olanları gözlemlemeye devam edin. Çocukluğunuzda olan olaylar sizi tam olarak bırakmaz, kalıntılarını bırakır. Herşey bir enerji alanıdır ve enerjidir. Enerji bedeninizde bu duygusal acı enerji paternleri varsa enerji akışında blokajlar oluşturur. Ne kadar spiritüel pratik yapsanız da eğer acı bedeninizi çok iyi tanımazsanız  ve acı bedeninizin çalışma prensiplerinin farkında değilseniz yaptığı oyunlarla sizi tekrar aynı düzleme çekmeye çalışır
Acı bedeni bazen sessiz, bazen aktiftir. Onu çok kuvvetli hissettiğinizde aktive olur ve beslenmesi için daha çok acı dolu bir deneyime zorlar sizi. Çünkü bunu sürekli yapmalıdır. O aslında beslenmek zorunda olan içinizdeki küçük bir varlıktır. 
Peki görev başında olduğunu nasıl anlarsınız?
Günlük hayatınuzda küçük denilebilecek bir olay gerçekleştiğinde veya size birisi birşey söylediğinde veya eşinizin ufak bir lafında  içinizde çok kuvvetli ve derin bir acı belirir. Normalde söylenen veya yapılan çok ufak birşey olsa da sizdeki acısı çok belirgindir. İşte bu anda acı bedeniniz görev başına geçer. Beslenmesi için daha büyük acılar oluşmasını sağlar. Düşüncelerinizden beslenir, eğer yükselmeye hazırsa düşüncelerinizi kontrol eder. Acı bedeniniz ile oluşan her düşünce yıkıcı ve acı vericidir. İşte Acı Bedeninizin en sevdiği şey. Her derin negatif düşünce ve yıkıcı düşüncenin enerjisi Acı Bedeni daha da besler.
Acı bedeniniz sizi ele gçirdiğinizde siz artık Acı Bedeni olmuşsunuzdur. Tüm yaşam ve hareketleriniz onun yönetimine geçer.Sizin bu dönemde en çok istediğiniz daha çok acı çekmektir, kurtulmak değil. Sorun olumsuz düşünce trenini durduramamanız değildir; durdurmak istememenizdir. Acı beden için, acı zevktir. Bütün olumsuz düşünceleri iştahla yutar. Aslında, şimdi zihninizdeki ses, acı bedenin sesidir. Acı beden ve düşünce sisteminiz arasında kötücül bir döngü oluşur. Birkaç saat ya da birkaç gün sonra, kendini tazeleyip beslenmesini tamamlayarak uykusuna geri döner ve arkasında enerjisi tükenmiş bir organizma ve hastalıklara karşı daha açık bir fiziksel beden bırakır.
Eğer bu size psişik bir asalak gibi göründüyse, haklısınız, çünkü gerçekten öyledir...
Bazen bir kişiyle karşılaşırsınız.Gözlerinden onun değil Acı Bedeninin baktığını farkedersiniz. Sizin onlara acı vermenizi isterler. Onlara sinirlenmenizi, saldırmanızı isterler. Bu insanlar Acı Bedenleri tarafından tamamen ele geçirilmişlerdir.
Acı Bedenin gelişim aşamaları

Birinci düzey: Acı Beden düşüncelerinizden beslenir.
İkinci  düzey: Acı Beden başkalarınndan gelecek duygusal acılarla beslenmeye başlar.

Bu insanlar bir süre sonra "Mutsuz Ben " haline gelirler. Acı bedeni o kişiye sürekli  "Hayatın boş, hayatın yeterince iyi değil" demeye başlar .
Acı Bedeni düşünce paterni haline geldiğinde gücü kat be kat artar.
Acı beden vücudunuzda yaşayan yabancı bir beden değil yaşam enerjinizin bir parçasıdır. Tek sorun serbestçe akmayan, bir yerde  tıkanmış durumdaki bir enerji olmasıdır.
Acı bedenden özgürleşme, işbaşına geçtiğinde acı bedeninizi tanımakla başlar. Acı bedenin de kişiye göre değişen formları vardır. Kimileri aktif saldırgan acı halindeyken, bazılarında ise pasif formdadır.Kurban hali, "Zavallı küçük ben" halindedir.
Ardından gözlemeye başlayın. Acı bedeninizi göreceğiniz yer yine bedeniniz. Daha çok mide bölgesi ve Solar plexus bölgesinde hissedersiniz. Bazıları yoğun kızgınlık, bazıları da büyük bir delik varmış gibi hisseder bu bölgelerde. Gözlemci moduna geçtiğinizde artık "Mutsuz ben " haline gelemezsiniz. Çünkü artık düşüncelerinizi ele geçirip ondan beslenemez. Ardından acı, sadece bir enerji alanı halinde kalır. Bu acının sonlanmasının başlangıcıdır.
Acıyla savaşın demiyoruz, acıyı uzaklaştırmak da istemiyoruz.Farkındalık getirip ne olduğunu anlama süreci bu. Şunu bilin acıyı siz yaratmadınız. Eski bir acı o. Sadece eski bir acıyı kabullendiniz.

Benim kişisel deneyimlerimde bu Acı Bedenlerden özgürleşmenin kişiyi nasıl yeni bir seviyeye taşıdığının onlarca örneği mevcut.
Eğer kendinizi mutsuzluk hissine bağımlı olarak görüyorsanız, yaşadığınız ilişki ve olaylarda ufak tetiklenmeler sizde yıkıcı kederler oluşturuyorsa veya içinizde sebepsiz öfkeler beliriyorsa Acı Bedeniniz iş başında
Eğer Acı Bedeninizin farkına vardığınızda artık esiri olmuyorsunuz ve hayatınız değişiyor.
Daha özgür bir sizi oluşturmak istiyorsanız içgörünüz en önemli  yardımcınız.

Özgürlüğünüze

Sevgiyle kalın


Erkan Sarıyıldız

NOT: Eckhart Tolle'nin Power of Now adlı kitabından alıntılar mevcuttur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder