15 Şubat 2010 Pazartesi

İLETİŞEMEME


Yirmibirinci yüzyılda en çok ilerlenen konu iletişim olsa da aslında bu tamamen teknolojik bir gelişim olmaktan öteye gitmiyor. İnsanlığın şu anda en geri olduğu konu etraflarıyla iletişimleri. Diyeceksiniz ki
"Ama benim facebookta onlarca arkadaşım var. Bir sürü insanla chatleşiyorum."
Benim bahsettiğim kanlı-canlı iletişim. Hani karşınızdakinin gözünün içine bakarak duygularımızı aktardığımız görüşmeler. 
Artık sevgililer SMS'lerle ayrılıp, barışıyorlar. Özel günlerde görüşme çabalarının yerini soğuk klişelerden oluşmuş mesajlar alıyor yavaş yavaş.
İlişkiler için de bu geçerli. İlşkide esas olan kendini nasıl ifade ettiğindir.Yani doğru iletişimdir.
İlişkilerin nasıl gideceğini sizin ne düşündüğünüz belirler.
Düşünme etrafınızdaki enerjiyi zihninizin yorumlamasıdır. Etraftaki enerji de hayatında şu an ne olduğuyla ilgilidir.
Zihniniz bu enerjiyi yorumlama aracıdır. Bu da düşünceyle kendini gösterir. Aldığınız bilgiler bunları nasıl yorumladığınızla belirlenir. Aldığınız bilgilerin değerlendirimesi, egonuz ve yüksek benliğinizi arasındaki mücadeleye bağlıdır.

Düşünceler kutupluluk içerir:
Pozitif-negatif düşünme
Sevgi-korku temelli düşünme

İlişkiler iletişimle oluşur. İlişki sırasında ya birisine mesaj iletirsiniz ya da birinden mesaj alırsınız.
Düşünceler zihinde resim ve konsept olarak belirir. Siz bunları dış dünyaya iletmek için sözlere dönüştürürsünüz.
Kelimeye dönüştüğünde bazı sorunlar oluşabilir. Bunları şöyle özetlersem:
-Siz düşüncelerinizi kelimeye dönüştürmede biraz tembel olabilirsiniz. Kafanızdaki resmi tam olarak ifade etmek için çaba göstermezsiniz.
-Konuşma yeteneğiniz yeterli değildir. Kendinizi ifade etmeye kelime dağarcığınız yetmez veya iyi bir hatip değilsinizdir. O yüzden kendi iç dünya zenginliğinizi yeterince aktaramazsınız. Kendinizi korkularınız ve endişelerinizle ilişkide ifade etme güçlüğü yaşarsınız.
-Ya da kafanızdaki  resmi ifade ederken kendi duygusal ihtiyaçlarınız sebebiyle tam olarak aktaramazsınız. Duygularınız kendinizi doğru şekilde ifade etmenize engel olur.
Kişinin iki tip ilişkisi vardır
-Kişinin kendisiyle ilişkisi
-Kişinin  dış dünyayla ilişkisi
Kişinin kendisiyle ilişkisi yaşadığı olayları nasıl yorumladığıyla alakalıdır. Genelde de geçmiş deneyimlerini alır ve yeni olayı bu temel üzerine yorumlar.
Kendimizle ilişkimizin düzelmesini ve daha iyi hale gelmesini sağlamak için  olumlu düşünsel ifadeler kullanmalıyız. 
Herşey yorumlamayla alakalı.

Bhagavan'ın çok sevdiğim sözü:
"Acı gerçekte yoktur. Sadece bakış açısıyla oluşturulur."
Dış dünyanın bizde düşünsel olarak yaptığı etkileri bizim algı filtremiz belirler. Eğer algı filtremizi daha olumlu hale getirirsek kendimizle ilişkimizi daha üst seviyelere çıkarabiliriz. En önemlisi de her olayı yeni bir olgu olarak kabul edip geçmiş deneyimlerimizin gölgesinden kurtarmalıyız. Sadece olanı olduğu gibi görüp etiketlemez ve geçmiş deneyim yaftaları yapıştırmazsak daha rahat oluruz kendimizle.

Dış dünyayla olan ilişki kendinizle olan ilişki gibidir. Başkalarıyla ilişkiniz olayları nasıl değerlendirdiğinizle bağlantılıdır. Eğer sevgi dolu bir ilişki kurmak istiyorsak şu olasılıklar belirir:
Gelişen olayları olumlu veya olumsuz değerlendirme şansına sahipsiniz.
Eğer bir olayı negatif olarak değerlendirirseniz kaybettiniz. Yalnız kalmayı seçtiniz demektir.
Olayı iyi olarak görebilirsiniz. Gerçek sevgiye bir adım daha yaklaştınız demektir. Her ilişkide yaşadığınız deneyimler diğer ilişkilerdeki başarınızı arttırır. Önemli olan farkındalığa geçmektir. İlişkilerde yaşanan olaylara nasıl odaklandığınız ve nasıl yorumladığınız ilişkinin gidişatının nasıl olacağını belirler.
Şunu unutmamalıyız ki bence en önemli farkındalık sağlayan olay dışarının içinizin yansıması olduğudur.
Dış dünyayla ilişkileriniz kendinizle olan ilişkinizin aynasıdır. Kendi iç dünyanızda tüm yaşadıklarınız, korkularınız, hisleriniz dış ilişkilerinize direkt olarak yansır.
"Hayat ilişkilerdir" der Sri Bhagavan.
Gerçekten kendinizi tanımak istiyorsanız etrafınızla olan ilişkilerdeki ipuçlarını takip edin.
" Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim." atasözü bunu çok güzel yansıtıyor.
Eğer gerginseniz etrafınızda gergin insanlar görmeye başlarsınız. Üzgünseniz ağlama duvarı gibi olursunuz. Hepimiz mutlu bir yaşam sürmek istiyorsak içimizde huzuru ve mutluluğu sağlamalıyız ki etrafımız güzellikler ve mutlulukla dolsun.
Gülün lütfen çekinmeden. İçinizin huzuru yüzünüze yansısın. İlişkileriniz huzurlu olsun.
Başarmak zor mu geliyor ?
Kendinizi tanımlayın bu tanımın nerden kaynaklandığını bulun ve bu tanımı değiştirin.
Siz değiştikçe çevreniz de sizin iç dünyanızın değişimine ayak uydurur.
Hergün yeni bir gün. Siz karar verdiğinizde değişim başlamıştır. Sizler ilişkilerinizi geliştirme yeteneğine ve şansına sahipsiniz.

Hayat ilişkilerdir. İyi bir ilişkinin yolu da doğru iletişimdir.

Sevgiyle kalın



Erkan Sarıyıldız 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder