12 Şubat 2010 Cuma

ARINMA ZAMANI




Çok sevdiğim bir laf var:
"Dolu kovaya daha çok su koyamazsın."
Hayatımızda o kadar çok şey var ki kovamızı doldurduğumuz. Hatta ne zaman ve niye koyduğumuzu unuttuğumuz. Eşyalar, kitaplar, ilişkiler, inançlar, yargılar, kalıplar, insanlar. Zaman zaman kendinizi ağırlaşmış zor ilerliyor hissediyorsunuz ya ondan bahsediyorum. Doğduğumuzdan itibaren  biriktirme alışkanlığımızla birgün lazım olur diyerek kenara koyduğumuz onlarca şey...
Birşeyleri değiştirmek istiyorsak, en önemlisi özgürlüğümüze tekrar kavuşmak istiyorsak bu yüklerimizden kurtulmalıyız.
Şimdi temizlenme ve arınma zamanı.
Metodik gidersek, önce maddesel temizlik var ilk sırada. Evinize, işyerinizdeki odanıza, kitaplığınıza, arabanıza, gardrobunuza bakın. Şu anda orda olmasa sizin farkında olmayacağınız,uzun süredir sadece yer işgal eden neler var. Uzun süredir giymediğiniz fakat eski zayıf günlerinizi hatırlatan kıyafetler, atmaya kıyamadığınız fakat üstünüze de bir kez bile koymadığınız gömlekler, pantolonlar; askı üstüne askı. Hele bayanların çanta ve ayakkabı merakları. Onlarcası giyilmek üzere bekliyordur eminim. Şimdi tam zamanı. Hazır karar vermişken bunları ortaya çıkarma zamanı. Siz giymiyorsanız giyecek bekleyen onlarca insan var çevrede. Dağıtın, verin, onları mutlu edin.
Gelelim kitaplığınıza. İnsanlar, özellikle kendini değiştirmek için uğraşanlar sürekli farklı enerji seviyesine çıkarlar. Eminim kitaplarınızın arasında eski size hitabeden, artık içerdiği bilgi size birşey vermeyecek veya görevini yapmış onlarca kitap bulabilirsiniz. Onları şimdi tozlu raflarından çıkarıp dağıtma zamanı.
Geçiyoruz bilgisayarımızın başına şimdi de gereksiz dosyaları silme zamanı. Kenarda köşede yazılmış, çizilmiş, yüklenmiş onlarca gereksiz programla dolu. Hadi bakalım hooooop hepsi "Recycle Bin'e".
Bunlar en kolayları. Önce kolayla başlayalım dedim. Zor olanı sizde ve yaşamınızda barındırdığınız çöplerden kurtulmak. Kendinizi en sona bırakıyorum. OK ?
İlişkilerinizi gözden geçirin. Sizi aşağı çeken, sizi bir yere taşımayan, hatta ilerlemenizi engelleyen ilişkilerde bir çeşit ATIK'tır. Her ilişkiyi, her alışkanlığı her zaman taşımak zorunda değilsiniz. Hep bu lafı kullanıyorum sıkıldınız biliyorum ama:
Ya büyürsün ya ölürsün
Gelişmeyen, hayatınızda durdurucu  özelliği olan ve siz olmanızı engelleyen ilişkilerinizi bulup gözden geçirin. Bunlar balonun yükselmesini engelleyen safralar gibidir. Sizi aşağı çeker. Ne zaman atarsanız balonunuzdan, o zaman yükselmeniz hızlanır. Biliyorum duygusal bağlar, yaşanmışlıklar hatıralar sizi zorluyor tutuyor. Burda yaşanılmışlıklara, hatıralara ihanet edin demiyorum. Sadece hatıralar sebebiyle zoraki sürdürülmeye çalışılan ilişkiler bahsettiğim.
Kolay değil ilişkilerinizi bir kenara atmak, bırakmak. Kırıcı olmadan , nazikçe hayatınızdaki sıralamalarını değiştirin en azından. Bu tip ilişkilerle tüm zamanınıızı geçirirseniz yeni insanlara, yeni ilişkilere kucak açamazsınız. Vefa duygusu, hatıralar sizi her zaman  eski enerjinize döndürür. Vefasızlık değil bahsettiğim. Sadece başkaları kırılmasın veya eski ilişki paterni devam etsin diye kendimizi yeniliklerden uzak tutmanın durdurulması. Zaten zaman çok hızla ilerliyor. Size bir şey vermeyen, sizi beslemeyen, yükseltmeyen ilişkiler için boşa verecek zamanınız yok. Yani yaşamınızın önceliklerinde değişim yapmak gerekiyor.
"Ya anılar ya yaşanmışlıklar?" diyeceksiniz. Tamam ama geçmişin anılarıyla AN'da kalabilmeyi kim gerçekleştirebilir ?
Aslolan ŞİMDİ 'dir.
Diğer zor bir alan bedeninizi ve sizi yıpratan alışkanlıklar. Madde bağımlılıkları, alkol, sigara bu işin görülen tarafı. Diğer yanda eski hareket modelleri. Bir bakın bir odaya girdiğinizde nereye oturursunuz, yataktan kalkarken ilk olarak hangi ayağımızla yere basarız. "Ne demek  diyeceksiniz bunlar ?" Birgün ilk olarak diğer  ayağınızla yere basın, odada farklı bir yere oturun, yaptığınız bir şeyi her zamankinden farklı uygulayın bakın neler değişiyor. Değişim, eski hareket modelleriyle gerçekleşemez.
En zoru da kendimizde taşıdığımız eski, önünüzde set uygulayan kalıplar, yargılar, inanç sistemlerinden kurtulmak. Eski olan ve enerjinizi düşüren hiçbirşeye ihtiyacınız yok .Yeni insanı oluşturuyoruz burada. Sırtında yükü olmayan ve önünde engeli olmayan ayakları, yere basarak dimdik yürüyen insanı. Acımasızca, kendimizi gerekirse en zor eleştirmenlerin yaptığı gibi talan edin, araştırın bulun. Bir yerlerde gizlice kalsa bile bir kalıp veya sistem yaşantınızı engellemeye devam edebilir. Didik didik edin hertarafı. Özgürlük ardından kolayca gelir.
Eskilere ve taşıdıkları düşük enerjilere ihtiyacımız yok. Yeni enerjiye uyumlanma sürecinde yüksek enerji dolu bir yaşam kurmalıyız. Evinizi ve kendinizi artık size yaramayan, sizi yolunuzdan eden, sizi engelleyen herşeyden temizleyin ki yüksek enerji size ulaşabilsin.

Önce arınma, sonra değişim.

Sevgiyle kalın

Erkan Sarıyıldız

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder