2 Şubat 2010 Salı

ÇİÇEKLENME



Çocuklarımızın gelişiminde yaptığımız geleceğe yönelik tüm planlarda daha çok eğitim ve meslek hayatı öne çıkar. Ruhsal eğitimden öte mesleki eğitim önemlidir toplumun gözünde. Titrler, konumlar, toplumsal hiyerarşi bunun üzerine kurulmuş. Bizler de kişileri değerlendirirken daha çok toplumsal konumu önemlidir. Hayat boyu da kendimize yaptığımızı yatırımlar daha çok eğitim üzerine ve maddeseldir.
Bir çoğumuz günlük uğraşlar ve koşturma içinde geçiririz hayatı. Kendimize zaman ayırmak zul gelir. Halbuki beslenmesi gereken  en önemli şey ruhumuzdur. Yaşamın diğer komponentleri,  ruhumuzun gelişimi olmaksızın havada kalır. Ne kadar başarılı, zengin veya ünlü olsak da ruhsal zenginlik gelişmedikçe kişiler yalancı zaferlerine sevinen biçareler halinde yaşamlarını geçirirler.
MAO ZEDONG'un hatıralarından okuduğumda çok etkilenmiştim.
MAO  çocukken annesinin evinin yakınında çok güzel bir bahçe varmış. Bahçe öyle güzel ve bakımlıymış ki uzaktan geçerken çiçeklerin büyüsüne kapılanlar bahçeye gelip güzelliği seyrederlermiş. Annesi yaşlanmış ve hastalanmış. Hastalığı ve yaşlanması için çok üzülmezken bahçenin bakımının nasıl yapılacağı daha çok üzüyormuş.
Küçük MAO annesine:

 "Üzülme anne,bahçenin bakımını ben üstleniyorum eskisi kadar güzel olacak." demiş.

Mao sözünde durmuş. Sabahtan akşama büyük bir gayretle çalışmış.1 ay sonra anne kendini iyi hissedince en sevdiği yer olan bahçesine bakmaya karar vermiş. Bahçeye vardığında  bahçenin zavallı durumunu görüp fenalaşmış. Tüm bitkiler kurumuş, çiçekler bozulmuş.
Üzgün ve hayal kırıklığı içinde :
"Tüm ay boyunca bahçede çalıştın fakat şu bahçenin haline bak. Tüm bitkiler ölmek üzere mahfolmuşlar. Bunu nasıl becerdin ?"
Mao ağlamaya başlamış. Gerçekten canla başla çalıştığı halde bahçenin böyle olmasına anlam veremiyormuş. Ağlamaklı bir sesle
"Üstüme düşeni yaptım, her yaprağı tek tek öptüm, üstündeki tozları aldım. Ne olduğunu anlayamadım."
Annesi gülmeye başlamış.
 "Bilmiyormusun a benim aptal oğlum. Çiçeğin yaşamı çiçekten, yaprağın yaşamı da yapraktan gelmez. Bir bitkinin hayatı yer altındaki kökten gelir. Eğer köke yeterli bakımı sağlamazsan  çiçekler ve yapraklar sen ne yaparsan yap ölürler. Köklere bakım yaparsan kendiliğinden çiçekler gümrahlaşır.
Bitkilerin kökleri  topraktadır, insan bedeninin kökleri de ruhtadır.
Bizler hayatımıza bir anlam katmak ve yaşamın özüne varmak istiyorsak ruh kökümüzü sulamayı unutmamalıyız. Sadece beyin ve zekanın gelişimi bizi geliştirmez. Esas olan altta sağlam bir ruh desteğiyle bunların çiçeklenmesidir.



Sevgiyle kalın


Erkan Sarıyıldız

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder