27 Şubat 2010 Cumartesi

SELF SABOTAJ



Hepimiz bir oturup hayat hikayelerimizi gözden geçirelim. Neler yapılmış, neler edilmiş, nerelere ulaşılmış?
Yaşam öykümüzün içeriğine dürüstçe baktığımızda dev gibi bir kardeşi de olduğunun farkına vardınız mı?
"Hayatta elde edemediklerim, yapamadıklarım ve yapmayı ertelediklerim " lerin oluşturduğu KEŞKE adlı kardeş.
Gerçekten yaşam öykümüzü 1-2 satıra sığdırırken, Keşkeleri sayfalarca yazabiliriz.
Üşenmeyin ve bir yazın bakalım. Neden yazın diye ısrar ediyorum biliyormusunuz, düşünsel temelde olup çokluğunu farkedemediğimiz şeyleri yazıya dökünce daha rahat görebilirsiniz. Düşünce maddeleşince gerçek yapısı daha iyi anlaşılıyor
Hayatınızın filmini iki versiyonda seyrettiğinizi düşünün. Birinci senaryo şimdiki yaşantınız,diğer senaryo ise Keşkelerin senaryosu. Ne kadar farklı değil mi birbirinden ?
Madem bu kadar farklı senaryolar ortaya çıkıyor sizce neden bu yaşam sizin değil?
Hemen zihinler çalışmaya başlıyor ve ortaya yüzlerce bahane seriliyor
Tamam geçmiş senaryoyu değiştiremeyiz ama peki ertelenenler ve önümüzdeki yaşam bölümü?

Bunları yapmaya zamanım yetmiyor.
Bunları yapabilecek bir yaşantım yok ki.
Bu saatten sonra nasıl yapabilirim.
Söylemesi kolay ama yapması zor.
Bulunduğum ortamda bunu başaramam ki.
İnsanlar ne der?

Bunlar benim şu anda aklıma gelenler ama eminim yaratıcı zihinler daha ne bahaneler uyduruyordur.
Ben bugün sizlere kızacağınız bir şey söyliyeceğim. Fakat dost acı söyler deyip laflarıma kızmayacağınızı düşünüyorum.
Bu olasılıkların gerçekleşmesindeki en büyük düşmanınız KENDİNİZSİNİZ. Çünkü hepimizin içinde, bizlerin alışılmışın dışına çıkmasını engelleyen, statükocu ve çok güçlü birer SABOTAJCI yatıyor.
Şunu unutmayalım hiç kimse eğer siz izin vermezseniz, size zarar veremez ve engelleyemez. Başkalarını, zamanı, koşulları suçlamak o çok değerli kendimizi suçlamaktan daha kolay ve rahat geldiğinden bu yolu seçeriz sürekli. Zamanın yetmediğini, anlayışsız eşi, toplumsal kuralları, durumu suçlamaktan bahsediyorum.
Siz kendinize inanmazken başkasının size inanmasını beklemeyin. Siz değişmek istiyorsanız, siz bir şey yapmak istiyorsanız önünüzde esasında sizden başka engel yok.
Sizlerin öyle bir yaratıcı gücü var ki farkında olmadığınız.Bu gücü özgürce kullanan Sabotajcı tarafınız bazen öyle senaryolar oluşturuyor, öyle zekice oynuyor ve siz bu oyunların farkına varamadan
"Bak işte haklıyım, yapamayacağımı söylemiştim " 
diyerek kendi yazdığınız oyunun içinde debeleniyorsunuz.
Etrafınızdakiler de sizin senaryonuzun oyuncuları olarak istediğiniz gibi davranmaya başlıyor. Yani tam bir sabotaj planı gerçekleştiriyorsunuz.
Bu yüzden her pazartesi spora başlayacağım deyip Salı günü bırakılıyor, zayıflama proğramları hep erteleniyor, yapmanız gereken işler sürekli çıkmaz ayın son perşembesine atılıyor.
Yaratım gücünüzün en tepede olduğu şu enerjetik geçiş döneminde bu dediklerim hiç zor değil. Bunları düşünmeniz bile senaryonun oluşturulmasında yeterli bir aracı.
Lütfen daha iyi, daha verimli, daha yaratıcı, daha özgür yaşamların oluşmasının tek mimarının kendiniz olduğunu unutmayın
Bizler azı hakketmiyoruz, daha çoğu hakkediyoruz.
Hepimizin gerçek potansiyellerimizde yaşayabilmesi için gücünüzün farkına varın ve bu gücü sabote etmek için değil, gerçekleştirmek için kullanın.
Harekete geçin çünkü evren size vermek için bekliyor.
Harekete geçin çünkü Evren Hareketi Alkışlar.

Sevgiyle kalın

Erkan Sarıyıldız



2 yorum:

  1. Ben değil biz kavramıyla yaşayın diyorsunuz.. çevrede bu kadar katil, tecavüzcü varken onları nasıl bir parçammış gibi görebilirim?

    YanıtlaSil
  2. Tek sizin değil tüm insanların takıldığı nokta bu.Hepimiz dünyasal algı içinde diğer insanları toplumsal rollerine, yaptıklarına göre öyle şekil tutsaklığı içinde görüyoruz ki buraya hepimizin aynı özden gelip deneyim kazanmak için gelen eş ruhlar olduğumuzu unutuyoruz. Biliyorum zaman istiyor bu algı seviyesine geçmek fakat çok güzel bir yer burası.Yaşamın deneyimsel bir oyun olduğunu unutmayın.

    YanıtlaSil